Jeopolitik vizyon geliştirmek, jeostratejik plan yapmak ve uygulamak için mutlaka ekonomik, finansal, teknolojik ve askerî güçle desteklenen kurumsal "jeopolitik akla" ihtiyaç vardır.
Yeni bir dünya düzeninin doğum sancılarının yaşandığı günümüzde, Atlantik, Asya-Pasifik ve Avrasya güç merkezleri arasında, küresel dengeleri değiştirebilecek ve tarihin yönünü̈ belirleyebilecek bir mücadele gerçekleşmektedir.
"Büyük güç rekabeti" olarak da adlandırılan bu mücadelede Atlantik cephesinde Avrasya güç merkezini temsil eden Rusya, Asya-Pasifik güç merkezini temsil eden Çin ve onların karşısında ABD taraf olarak yer almaktadır.
Atlantik ile Avrasya coğrafyası arasında tampon görevi gören Ukrayna`nın, ABD yönetimindeki NATO ve Rusya arasında kalmışlığı Ukrayna Savaşı ile farklı bir boyuta taşınmıştır. Slavların Slavlarla çarpıştığı bu savaşın, söz konusu "büyük güç rekabeti"ni nasıl etkileyeceğini tüm dünya merakla izlemektedir.
Kurallara dayalı dünya düzeninin geçerliliğini yitirdiği günümüzde, jeopolitik aklını iyi kullanan tarafın küresel güç mücadelesinde üstünlük sağlayacağı muhakkaktır.
İnsanlığın geleceğini etkileyecek küresel güç mücadelesine ve küresel jeopolitiğe yön verecek yeni hamleler yapılırken Türkiye`nin, özellikle de coğrafi konumu gereği, bunlardan etkilenmemesi mümkün değildir. Söz konusu hamlelerin nasıl okunması gerektiğini, muhtemel sonuçlarının Türkiye özelindeki yansımalarını ve ne gibi tedbirlere ihtiyaç duyulacağını merak ediyorsanız bu kitaptaki değerlendirmeler hem merakınızı gidermek hem de bütüncül bir yaklaşımla olayları anlamlandırmak için size rehberlik edecektir.